Sonra birkaç kez yakından izledim, çok beğenmekten vaz geçtim...

Sanırım kanat sağ ucundan bir şekilde tepeye, iki direk arasına asılı. Birucu da neredeyse yerde, yani kanadı yelken gibi kullanmış oluyor. Kanat"uçmuyor".
Ayrıca bu durumda ters rüzgarda kanadı döndüremiyor. Ama tekne proa olduğu için, dönüş yapmadan geri gidiyor. Yani kanat, kanat olduğuna pişman oluyor.
Sanırım adam bir bakıma kanadı burada daha önce anlattığım WingSurf kanadı gibi kullanmak istemiş. Ama onlar önce kanadın "iskeletini" Yüksek basınçla şişiriyor. Burada o şans olmadığı için kanadı bir ucundan asıyor. Kolonlar zemine bağlı, çekme işini görüyor. Kontrol ipleri elinde ama çok bir şansı yok, kanat heryerden bağlu olduğu için manevra şansı çok az, o nedenle kanat sık sık "çöküyor" (Yumuşadığı görülüyor).
Yani o da pek olmamış.
Ben üçlü taret gibi birşey yapmıştım. Uçurtmacıların kontrol barına benzeyen birşey. Ama ipler hepsi vincin tamburundan sağılıyor. Yani sabit değil, yükseklik ayarlanabiliyor.
Fakat ipler tamburda sıkışınca düşündüğüm olmadı. Çünkü kanat (yamaç paraşütü) uçurtmalara göre çok büyük. Uçurtmalar genelde 7m2 veya 9. Çok çok 12. Benim orta boy kanat 23 m2. Çekince bir ton kuvvet uyguluyor.
Normal kalkışta biz küçük yer hareketleri (paraşütün altına kaçarak) veya vücut hareketleri ile o kuvvetin oluşmasını engelliyoruz. Ama yere sabitleyince veya vince bağlayınca o şans kalmıyor. Bir anda o kuvvet 8mm çelik cıvatayı V gibi eğmiş ve bütün makaradaki ipi sıkıp boğmuş, çözemedim. Daha büyük çaplı tambur ve biraz daha kalın ip kullanılırsa olur diye düşündüm, hazırladım, ama annem hastalanınca herşey kaldı.