Eğer -If - Si..... bundan 20-30 yıl önce "öncüler" desteklenseydi bir yandan denizseverleri açtıkları bol miktarda amatör de olsa küçük orta boy tekneler tasarımına yönlendirebilselerdi "izci"ler onları takip etselerdi, deniz dudağı kent, kasaba ve köylerde tekne yapım okulları, kursları kurulsaydı, buralarda yarışmalarda derece almış / almamış tekneler amatörler tarafından inşa edilip denizlere konsaydı, ulusal yerli tekneler ile yapılan deniz şenlikleri, geziler gündemde olabilseydi...... Eminim Türk tasarımcıları daha yaratıcı, Türk yelken tekne pazarı daha canlı ve hemen her boy tekne üretimi bugün çok daha ileri bir düzeyde olur, Polonya, Bulgaristan, Rusya gibi ülkelerin bu kadar gerisine düşmezdik.
Bu "İzci"ler de tasarımlarını bedelli/bedelsiz internet üzerinden yayımlar, Dünya'da pek çok deniz ve tekne aşığı planlara sahip olup bu tekneleri yaparlardı.
Bütün bunlar yapılabilseydi, denizci ve teknecilerin estetik anlayışları gelişir, istediklerini daha doğru ifade edebilir, daha talepkâr, daha yüksek kalite ve makul fiyatları piyasaya dayatırlardı.
Böylece Dünya Tekne tröstleri bu ülkeyi at koşturacakları boş bir alan göremez, üretmeden tüketim çılgınlığı yaşanmaz, yabancı markalar pazarın sadece bir bölümüne hitap ediyor olurlardı.
Bu işler öyle, finansmanım var, yaparım, ederimlerle olmuyor. Küçük yaşta kürek çekmesini, denizcilik adabını öğrenmeden, 20-30 saatlik kurslarla olmuyor, olamıyor. Binaya temel yapmadan gökdelen dikmeye benziyor durumumuz.
Acaba kaçınız son 4 yıldır Bulgaristan'da kancabaşlar- tırhandiller- alamatralar yapıldığının farkındasınız?
Ne yazık ki bu alanda da Türkiye çıkmaz bir sokağa girmiş durumda...... Bundan sonra birileri bir yerlerden başlarsa meyvalarını yemek en az 2 nesil sonra mümkün olabilecek.