Ak-Kim kimya şirketinden yapılan açıklamaya göre, dünyada yılda 2 milyon ton kanalizasyon, endüstriyel ve tarımsal atığın su kaynaklarına bırakılmasından kaynaklanan tehlikeye dikkat çekmek ve denizlerdeki doğal yaşamın sürdürülebilmesi amacıyla sürdürülen MAREM projesinin sonuçları belli oldu.
Ak-Kim Kimya'nın ana sponsor olarak destek verdiği ve Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde gerçekleştirilen proje bu yıl, Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Hidrobiyoloji Bölümü, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Marmara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliğinin katkılarıyla 30 Temmuz'da Karadeniz'de yapılan ölçümler ile başlatıldı.
Proje kapsamında Boğaziçi, Haliç ve Ahırkapı önlerindeki istasyonlarda devam eden çalışmalar esnasında bir ilk gerçekleştirilerek, önceden davet edilen ilgili sivil toplum kuruluşlarının birer temsilcisi, çalışmalara gözlemci olarak katıldı.
Program boyunca Marmara Denizi genelinde yer alan, Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne uzanan 150'yi aşkın istasyonda tamamlanan ölçümler, 10 Ağustos'ta başlangıç noktasında sonlandı.
Beş yıllık ömrü kaldı
Sonuçları değerlendiren proje lideri Levent Artüz, ?Doğa Marmara Denizi?nde ölürken hâlâ insanlara yararlı bir şeyler vermeye çalışıyor? diyerek, ?Marmara Denizi için şimdi çalışmalara başlanırsa beş sene sonra Tekirdağ açıklarında yeniden kılıç balığı görürüz. Marmara?da 123 balık çeşidi yok oldu bu kirlilik ortadan kalktığında 50 tür geri gelebilir. Ama önlemler alınmazsa beş sene sonra cansız ortama dönüştüğünde artık geri dönüş olmaz? diyerek uyardı. Denizdeki kirlilikten dolayı balıklar çok büyüyemediği için çok küçük durumda sofralara geldiğini belirten Artüz, Marmara?dan çıkan midyenin kesinlikle yenmemesi gerektiğinin altını çizdi ve ?Midye yemek dalgıç zıpkınıyla Rus ruleti oynamaya benzer? dedi.
İşte proje sonuçları!
-Proje kapsamında, Boğaziçi'nin Karadeniz çıkışından, Çanakkale Boğazı Ege Denizi çıkışına kadar olan bölge dahil tüm Marmara Denizi'nin oşinografik (fiziksel-kimyasal), sedimantolojik, klimatolojik, hidrolojik, kimyasal, biyolojik (Genel biyolojik ve balıkçılık biyolojisi) ve jeolojik etüdü gerçekleştirildi.
-Etüt sonucunda elde edilen bulgulara göre; Marmara Denizi'nin çok büyük bölümünün, deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi değil, açık bir fosseptik olduğu belirlendi.
-Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünde, özellikle de doğu kesimlerinde, suda çözünmüş oksijen değerlerinin çok düşük seviyelerde olduğu, hatta yer yer anoksik (oksijensiz) bölgelerin bulunduğu tespit edilen projeye göre, evsel atıkların Marmara Denizi geneline had safhada etki ettiği, sanayi ve tarımsal atıklara Marmara Denizi'nin her bölümünde yoğun bir şekilde rastlandığı ortaya çıktı.
-Proje sonuçlarına göre, ayrıca Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünde, nitrat, nitrit ve amonyak değerlerinin çok yüksek olduğu, İstanbul'a yaklaştıkca Marmara Denizi'nin dip yapısında canlılığın yer yer sıfıra düştüğü ve denizin üst su tabakasında özellikle göçer balıkların konaklayacağı ve besleneceği seviyelerin ortalama 5-7 metre kalınlıkta ve çok yetersiz olduğu tespit edildi.