Fiber Teknede Jelkota Zarar Vermeden Dış Boyayı Kazımak?

[nuri kongur]

Bu havanın muhalefeti bana, haftada sadece cuma günü tekneyle uğraşmak için vaktim var ve kaç haftadır o gün hava bozuyor  9kly3
neyse zehirliyi kekomoz kalıntılarıyla beraber kazımak için çözüm arayışım devam ediyordu ve zannımca çözümü buldum. hakkı beyin bahsettiği raspa zihnimin bir kenarında dururken yabancı bir forumda da aynı şeyden bahsedildiğini okudum. yanlış anlamadıysam bahsedilen raspa aşağıdaki. bunu daha önce hırdavatçıda görüp sormuştum ama almaya cesaret edememiştim. yaşadığım problemlerin çözümü arayışında onuda almaya karar verdim. sonuçta 10 liraydı en fazla riske edeceğim. birde şunu gördüm kağıt toz maskesi maalesef zehirli tozuna karşı yeterli değil.  çok dikkat etmeme rağmen zımparadan sonra nefes borumda bir yanma hissediyordum. bende tam ya da yarım yüz maskesi almaya karar verdim. tam yüz maskesi 180 liraydı. yarım yüz maskesi ise 70 tl. biraz pazarlıkla yarım yüz maskesini 60 liraya aldım. gözlük olarakda 5 liraya her tarafı kapalı ve üstten havalandırma çentikleri olan bir ürün aldım.kafayı korumak için ise her zamanki gibi bere yetti. 3M in mavi diski kullanılabilir ama hem fiyatı, her bir disk 10 lira, hem de ortalığı toz duman etmesi, onu kendisinden zor zamanlarda başvurulacak malzeme kategorisine sokmama yol açtı.
aşağıdaki üçgen raspanın ağzı bıçak gibi keskin ama tutma açısından dolayı gövdeye zarar vermeden zehirli boyayı kazıma imkanı veriyor. bir şey daha dikkatimi çekti, sudan çıktıktan sonra zımpara yapmak için kurumasını beklemek yerine bu raspa ile kazısaymışım çok rahat bir şekilde bütün zehirliyi kazıyıp bu zımpara işi ile bu kadar uğraşmak zorunda kalmayacakmışım. geceden düşen çiğin etkisiyle ıslanıp yumuşamış zehirliyi aynen çamur sıvaşığı gibi kazıyı zemini tertemiz bırakıyor. kuru haldeyken o kadar kolay kazınmıyor. ıslatıp kazımayı denedim ama suyun nufuz etmesini beklemek lazım, boya hemen yumuşamıyor.
80 kumluk zımpara yerine yabancı forumda bir kullanıcı tarafından 36 kumluk zımpara tavsiye ediliyordu. kullananlar ise memnuniyetini adama teşekkür ederek belirtiyordu. 36 kum meselesi sadece zehirli için geçerli. bende diğer kullanıcılardan aldığım cesaretle hırdavatçıdan 36 kumluk zımpara aldım. denediğimde gayet tatmin edici buldum aşağıdaki videoda sizde kısmen görebilirsiniz. 1-2 saatte görünen yeri eksantirikzımpara ile kazıdım ve iskele tarafındaki gövdenin dış tarafındaki kekemoz ertesindeki saçımsı kalıntıları üçgen raspa ile temizledim. aşırı yağmur sebebiyle günün geri kalan kısmını barınakta çay içerek geçirdim 


36 kumluk zımparanın detayı aşağıda
http://www.cruisersforum.com/forums/f55/bottom-paint-question-71361.html#post814724
http://www.cruisersforum.com/forums/f55/bottom-paint-question-71361-2.html#post815115

[nuri kongur]

Hava muhalefeti, işlerimin yoğunluğu ve dahi nasıl olsa çekek yeri maliyeti olmayınca işleri biraz ağırdan aldım.  Bir sebebide elbette kullandığım kavramların bende bir karşılığı olmadığı için meseleyi kafamda canlandıramamam. Polyester, vinilester, ve epoxy kavramları okuduğum şeylerin arasında zihnimde uçuşurken, jelkot kavramını nereye oturtacağımıda bulamamam işleri yavaştan almama sebep olmasa bile bu kadar geciktiğime üzülmeme engel oldu.

Şimdi piyasada hakim iki kavram var: polyester ve epoksi:

1) polyester ucuz, kolay işleniyor nevarki suya dayanıksız. Üstüne mutlaka jelkot istiyor. Jelkot denen nesne heryerde bulunan bir nane değil. Dahada beteri atması meşakatli. Anladığım kadarıyla zamanında kuruması için fırın istiyor. Birde minumum 20 kglik tenekelerde satılıyor.

2) epoksi pahalı, kuruyunca polyestere nazaran daha zor zımparalanıyor. Ama kuruyasıya kadar ki ilk 45 dakikalık bölüm, macun kıvamında ve haliyle işlenmesi kolay. Suya dayanıklı olması ise polyestere kıyasla çok iyi. Öyleyken en üste koruyucu olarak polyester reçine/yapıştırıcı sürülüyor ve kesinlikle suya karşı çok dayanıklı hale geliyor. Birde tamirat yine polyestere göre daha kolay: sür macunu bekle. Zımparala sür reçineyi bekle. İnce zımpara ve at astarı boya. Durum bütün videolarda böyle

Amaaa pahalı demişmiydim neyse dolaşırken neti adapazarı merkezli bir firma buldum, macunun kilosu 12 lira falan . Gözlerim faltaşı gibi açıldı hemen. Aha dedim bu olur adamlarla konuştum. Meğerse ertesi gün erdekten başlayıp adapazarına dönen bir sipariş teslimat turları varmış, bende yol üstündeyim. Hemen 10 kg 1 e 1 oranında 2 kompanentli epoksiyi ısmarladım. Sağolsun getirdiler sonraki gün. Neyse, tekneye baktık, neler yapılabilir konuştuk. Onlarıda sipariş verdim. İnşallah onlarda hafta içinde gelecek. Firma scalica diye bir firma. Gayet hesaplı, inşallah ürünlerdede bir sıkıntı yaşamam.

Gerçi sonraki gün yoldan geçerken baktım, izmit balıkçı barınağı çekeğinde bendiyim 20 metre siz deyin 25, bir motor yatı almışlar çekek yerine boyayacaklar. Hemen durdum. Baktım macun atılmış. Zehirlisi atılmış. Yandada dyo nun marin boyası poliüretan tabanlı akrilik boya. Kaça aldınız diye sordum 20 kg lik teneke 380 almışlar. Ben 230 a bulmuştum ama almamıştım bizim burada bayiliğini değiştiren bir firmada. Onlar öyle deyince bir koşu 230 luk boyayıda aldım. Aşağıdaki depoya baktığımda adamların elinde dyo nun marin epoksisi de vardı 50kg lik. Onunda fiyatını sorunca kiloda aşağı yukarı benim aldığım scalicayla aynı olduğunu öğrendim. Kısmet diyip çıktım .


Teknenin zımparasını yaparken maalesef kötü işçilik sebebiyle iskele tarafındaki gövdenin tam alt kesiminde ozmoz gördüm. Valla canım sıkıldı dersem yalan olur. Kafamda nasıl olsa artık tamir olayını oturtmuşum. Onuda yapar geçeriz artık kafamda aman jelkotu sıyırmıyım aman bişey olmasın diye bir korku yok.

Malzeme listesini daha sonra yazarım.

[nuri kongur]

aşağıdaki videoda ağır bir şekilde ozmoza uğramış tekne var. oradaki amca ozmozun oluşunu tarif ediyor.

 ingilizce bilmeyenler için kısaca açıklayayım: su moleküler seviyede polyesterin içinden geçiyor ve yapım aşamasında eğer polyesterde çeşitli boşluklar kalmışsa su buharı o boşluklarda sıkışıp kalıyor ve oradaki kimyasallarla etkileşime girerek asidik bir hal alıyor.

ozmozu tedavi yöntemi ise ozmozu tespit ettikten sonra o bölgeyi zımpara ile temizleyerek tatlı suyla yıkayıp kuruyasıya kadar beklemek. bu yıkama işlemini bir kaç kez yapmayı tavsiye ediyor ve her bir bekleme süresinide 1 hafta olarak tavsiye ediyor.

nihai şekilde kuruyup kurumadığını anlamanın yöntemi olarak nem ölçerle teknenin kuru bir yerinden ölçü aldıktan sonra ozmozlu bölgeyi ölçerek karşılaştırmayı öneriyor. eğer nem ölçer yok ise bir naylon parçasını oraya yapıştırıp bir süre-sonra naylonda buhar olup olmadığını bakın diyor. kuruma gerçekleştikten sonra tamiri yapmamızı söylüyor.



ikinci videoda ise tamiri nasıl ve hangi malzeme ile yapacağını gerekçeleriyle anlatıyor.
polyester, vinilester ve epoksiyi uyguluyor ve nihai kararını epoksiden yana kullanıyor.

[nuri kongur]

hafta sonu detaylı fotoğrafları çekip burada paylaşırım, şimdilik şunları söyliyeyim:

1) teknemin altındaki boya işçiliği daha önce iyi yapılmamış, boyalar yer yer pütürlü ve katmanlar arası tabaka şeklinde raspa yaparken ayrılıyor. bunun sebebini (daha önce amerikada yaşamış, orada kendi teknesi olmuş, türkiyede halen kendi teknesini yapmakta olan, gitmeden önce türkiye yi yarışlarda temsil etmiş olan bir abimizle, mesleği bu değil ama benden tecrübeli ve burada beraber problemi analiz edebiliyoruz) analiz ettiğimizde alttaki boya üstünde yeterli hazırlık yapılmadan, en azından ince bir zımpara gibi, üst boyanın atıldığını sonuçta atılan boyanın iyi yapışmadığını düşündük. katmanlar halinde ayrılmasının sebebi bu.

2) boyayı kazıdıkça bazı yerlerde boşluklar olduğunu gördüm. yani dişteki kovuklar gibi boşluklar. ilk başta biraz canım sıkıldı ama sağolsun ismail bey incelediğinde boşlukların sonradan oluşmadığını daha elyafın ilk döşenmesi sırasında reçinelenirken yeterince bastırılmadığından ve bunun sonucunda geride kalan hava kabarcıklarının buna yola açtığını söyledi. yakından incelediğimizde boşluklarda herhangi bir  yapısal bozukluk görmedik, zımparaladığımızda da yine bir şey çıkmadı. hal böyleyken o boşluklar hakkında fazla endişelenmeye gerek olmadığına karar verdik. altınız kazıdıktan sonra epoksi macun ile doldurup kapatacağım.

3) Tabakalar halinde soyulmanın tamamiyle üst katmanı atmadan önceki yetersiz hazırlık olduğuna karar verdik. yabancı kaynaklı görsel ve yazılı dökümanların tamamında fiberde temizlik için aseton tercih edilirken , ben konuştuğum boya malzemecilerinin tamamı asetonu gitmediği için getirmediklerini söyledi. yani satılmıyormuş. hatta onların ve ustaların ortak önerisi aynı işi tinerinde yaptığı ve daha ucuz olduğu. ismail abiyle konuştuğumuzda tinerin içinde az miktarda da olsa yağ olduğu ve bunun uçmadığını bu artık yağın zaman içinde bu tip tabaka ayrışmasına yol açabileceği bu sebeple son temizlikte mutlaka asetonun kullanılması gerektiğini söyledi. benim tekne 10 yaşında ve sonuca baktığımda kesinlikle bu tesbite haklılık payı veriyorum.

4) şimdi ozmoz meselesini iyi anlamak gerek diye düşünüyorum. polyester suyu şakır şakır değil ama moleküler seviyede geçiren bir madde. su moleküler seviyede katmanlar arası yolculuk yaparken orada karşılaştığı boşluklarda yoğuşup birikiyor ve polyesterle etkileşime geçiyor. o karşılaştığımız su sadece su mu yoksa etkileşime girerek ozmoz oluşmuş mu oluşmamışmı diye adamlar kokusuna ve tadına bakıyorlar. bu koku ve tadlar bildiğimzi koku ve tad. bunlardan birisi sirke ama hangisi tam emin değilim. yani sirke mi kokuyor yoksa tadıyor mu diye, lakin su sıradan tuzlu su veya tatlı su ya da herneyse sirke işin içinde yoksa ozmozda yok ve yine suyun oraya girme şekli nasıl olmuş buna bakmak lazım. yani teknede jelkot var, astarı sürmüşsünüz, zehirlide tam buna rağmen bir ozmoz oluşmuşsa durum başka, bir yere çarpmışsınız ve orada hasar oluşmuş siz bunu geç farketmişsiniz orada durum başka.

açıkçası ilk senaryoda hakikaten durum can sıkıcı. her şey tam olduğu halde polyesterde yapısal bozukluk oluşuyorsa bu polyesterin yapısal yetersizliği gibi anlaşılması muhtemeldir ve tedavisi için daha uzun bir süreç gerekebilir çünkü bozulmanın nerede olduğu belli değil.o halde tüm sathı kapsayan bir tedavi sağlamcı olmak için izlenecek daha iyi bir yoldur. ikinci senaryoda ise yani dışardan oluşan hasar sonucu ortaya çıkanda belki incelemeye bakarak daha kısmi bir tedavi uygulanabilir (diye ben düşünüyorum)

5) çözüm yollarına gelince: yabancı forumlarda ,sail net ve cruiserforum, kullanıcılar a) kısmı veya b) sathi çözümü savunuyorlar. yani zamana ve paraya dayalı bir şey bu. neticede çekek yeri diye bir ücret var ve bu hiç bir yerde ucuz değil. uygulanan tedaviye göre zaman değişiyor. işçilik maliyeti var. çekme atma parası var. var oğlu var.

a) bütün bu masraflar dikkate alındığında işi sağlama almak için tekneyi karaya alıp altındaki jelkotun tamamen kazınarak gövdedeki rutubetin gitmesinin kolaylaştırılması amaçlanıyor. jelkot suyun girişini dolayısıyla çıkışını da engellediği için onu tamamiyle sıyırmak bu yöntemde en doğru yol. rutubet nekadar erken çıkarsa o kadar iyi. jelkot tamamiyle sıyırılıyor 1-2 aylık süreçte rutubetin tamamen gitmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.

b) daha az masraflı ve çabuk olacak şekilde ise kısmı yöntem seçiliyor. eğer ufak ufak kabarcıklar tesbit edilmişse onlar bir şekilde patlatılıyor. içinden su çıkıyorsa koku ve tat testi yapılıyor. testler sonucunda ozmoz olduğu teyid edilirse, o bölüm birazda çevresinden alacak şekilde zımparalanıyor. yıkanıp kuruması bekleniyor yıkama işlemi bir kaç kez tekrarlanıyor tuzun ve diğer kimyasal kalıntıların gitmesi için. ardından yine kuruması bekleniyor. buda zamanınızla alakalı.

Yukarıdaki yazdıklarım hazırlık aşaması, gelelim tedavi yöntemine. okudukalarımın hepsinde epoksi macun, reçine ve astar çözümü var. yani epoksi macunla doldurma ve üstüne epoksi reçine ile sızdırmazlığın takviye etmek ve üstüne zehirli astarı. veya elyaf epoksi reçine ve astar diye gidiyor.

bütün bunların maliyeti nerede kimin yaptığına göre değişiyor. yani marinada usta yapacaksa başka, kıyıda siz yapacaksanız başka. malzeme hemen hemen aynı.

birde enseyi karartmama lazım. biz öleceksek tekneler niye ölmeyeceğini düşünüyoruzki ama tekne nereye kadar kullanılır kısmına kullanılır diyorsanız aşağıdaki facebook sayfasına bakmanızı tavsiye ederim

http://www.facebook.com/photo.php?fbid=537909869564313&set=pb.457109154311052.-2207520000.1365668926&type=3&src=http%3A%2F%2Fsphotos-c.ak.fbcdn.net%2Fhphotos-ak-frc1%2F574479_537909869564313_2118188320_n.png&size=771%2C481

http://www.facebook.com/photo.php?fbid=513059712049329&set=pb.457109154311052.-2207520000.1365668926&type=3&src=http%3A%2F%2Fsphotos-h.ak.fbcdn.net%2Fhphotos-ak-snc6%2F182121_513059712049329_1174883671_n.jpg&size=960%2C720

[nuri kongur]

Aşagıda bu konuyu farklı açılardan detaylı şekilde ele almış 2 konu var. 2. Linkte anlatım fotoğraflarlada güçlendirilmiş

http://www.cruisersforum.com/forums/f47/catalina-36-mkii-99-osmosis-help-100364.html


http://www.cruisersforum.com/forums/f55/nauticat-52-refit-95666.html

[nuri kongur]

Aşağıdaki fotoğraflar daha önce oluşan fiziksel bir sorunun doğru düzgün tamir edilmemesinden ortaya çıkmış gibi duruyor.
yaşanan sıkıntı durduk yerde suyun katmanları yoğuşmasından ortaya çıkan bir şey değil.












aşağıdaki fotoğraflarda ise elyafa ilk polyester yedirilirken kalan boşluklar net bir şekilde görülüyor. buna rağmen o bölgelerde sıkıntı yok. hatta bugün teknenin iskelele tarafındaki gövdesinin kıç içtarafını raspalarken gördüğüm kadarıyla orada boya katmanı çok ince neredeyse zar gibi. aslında jelkotu bile görebilmiş değilim belki sadece şeffaf olarak sürdüklerindendir. diğer taraflarda boya pigmentiyle sürülmüş onu kaldırınca gövde gözüküyor. arka taraftaki o ince boyaya rağmen en ufak bir sıkıntı yok . buda bende kullanılan elyaf ve polyesterin gayet galiteli olduğuna dair izlenim bıraktı. burun alttaki kısımda hasar doğru düzgün tamir edilseymiş herhangi bir sıkıntı olmayacakmış diye düşünüyorum.







bugün o bölgeyi iyice zımparalayıp tatlı suyla yıkadım. geri kalan bölümlerde jelkota zarar vereceğim diye bir kaygım kalmadı haliyle. iskele tarafındaki bölgeyi alttan tamamen zımaparalayıp diğer bölüme geçeceğim. ben diğer bölümleri bitiresiye zaten bir ay geçecek gibi. alt tamamen kurur diye ümit ediyorum. teknenin üstüne branda da serdim. böylece çiğ , yağmur üstüne yağmadan kuruyabilir gövde.

[vlkanaydin]

Nuri Abi Scalica dediğin marka Arda Abi den başkası değil Biz baya iç içeyiz kendisi ile. Aynı zamanda bizim Denizrehberim Shop projemizede destek veriyor kendisi. Keşke daha önceden haberdar edebilseydik seni bukadar uğraşmak tatlı canını üzmek zorunda kalmazdın

[nuri kongur]

Nuri Abi Scalica dediğin marka Arda Abi den başkası değil Biz baya iç içeyiz kendisi ile. Aynı zamanda bizim Denizrehberim Shop projemizede destek veriyor kendisi. Keşke daha önceden haberdar edebilseydik seni bukadar uğraşmak tatlı canını üzmek zorunda kalmazdın

sağol volkan kardeşim, sitedeki yazılardan da faydalandım zaten. ben markadan haberim olmadığı için biraz kuşkuyla yaklaşmıştım ama sitede hakkında övgüleri okuyunca kuşkularım yatıştı ve siparişi verdim. hem arda beyle hem de abisiyle yüz yüze tanıştık. gördüğüm kadarıyla ürünlerinin arkasındalar. ilk önce sadece epoksi macun ısmaralamıştım ama konuştuktan sonra güverte son kat boya hariç ihtiyacım olan bütün malzemeyi onlardan aldım. ama dediğim gibi ilk önce sitedeki yazılar bana yardımcı oldu. sonra onlar buraya gelince tesadüf kefkenden bir tekne ustası vardı, o da söylemiş kefkende çok meşhur bu firma diye. sonra başka bir forumdan güvendiğim bir arkadaş, erdekte scalica ürünlerinin yaygın şekilde kullanıldığını söyledi. elbette bunlarda geri kalan siparişlerdeki kararımda etkili oldu.

ha epoksi konusuna gelince, bende neyin ne olduğundan bi haber olduğum için ilk başta ne isteyeceğimi de bilmiyordum. yoksa direk sorardım zaten uygun epoksi nereden bulurum diye

[nuri kongur]

dün , ilk kez macun yaptım. ilk macun sonrası matrix serisinin ilkinde tank karakterinin neo ya kung fu programını yükledikten sonra neo'nun " I know kung fu " deyişi aklıma geldi    değişik yerleri macunlarken içimden hep o repliği söylemek geldi  . macun yapma becerim gittikçe artarken buna rağmen doktor ayağıma geldi. mahalleden komşum yanıma uğradı ve meğerse o macun yapmayı biliyormuş. hocam ben yaparım sana macunu dedi. bende hiç nazlanmadan tamam tayfun abi dedim. bugün dün yaptığımız macunun kurumuş halini gördüm. yama yaptığımız yer yamasız yerden çok daha sağlam oldu. epoksi hakikaten polyestere nazaran daha sağlam duruyor. gün boyunca ben macunu hazırladım , tayfun abi teknenin üstüne gereken yerlere sürdü. bu kadar güzel olunca teknenin tamiri bitince tamamının macunla kaplanmasına karar verdik.

su kesimi altını daha evvelden tamamen kazımıştım zaten. bugün iskele gövdednin ön tarafının su altı kesimini tamamen epoksi reçineyle kapladım. kaplarken en küçük boy parmak rulo kullandım. küçük  plastik bardak ölçüsünde hazırladığım epoksi reçine doğrusu pek bir bereketli çıktı. reçineyi jelkot yerine kullanıyorum. üstüne birde epoksi macun, sonrasında epoksi astar ve zehirli boya.

şuana kadar yaşadıklarımdan yavaş yavaş yapmak zorunda olsamda çok memnunum. tekneyi tam anlamıyla yoğun bakımdan geçiriyorum. inşallah geri kalanlarda gönlüme göre olur.

buradan scalica boya arda bey ve abisine çok teşekkür ederim. hem satın alınabilir fiyatları ve hem de ürün hakkında anında yardımcı olmalarıyla sattıkları ürünün tam olarak arkasında olduklarını isbat ettiler.

daha sonra detaylı fotoğraflarını paylaşırım. şimdilik çalışmaktan fotoğraf çekmeye fırsat olmuyor. 

[vlkanaydin]

Foto konusunda baya bir heveslenmiştim konuya girerken Böyle tatlı tatlı,anlatıp anlatıp foto olmayınca boynu bükük kalıyoruz Nuri Abi