Playboy Runabout Model Amatör Tekne Yapımı

[KARANLIK]

  Makinayla yapabilirsin, fazla bastırma, kalın kum zımpara kullanma. Epoksi macun üzerine elyaf yapışıyor, ama bunu tekne bakımında ufak tefek yerlerde kullanıyorum. Sen bu aşamada ahşap üzerine elyaf yapıştıracaksın, mikro fiber hiç kullanmadım, elenmiş talaş tozunu tercih ettim. Bütün boşlukları böyle doldurmustum.

[servet]

yüksek devirli egsantrik zımpara bizim gibi amatörlerin çok harcı degil elyaf zımparasında..
ne kadar dikkat etsende dalıyorsun elyafa..
titreşimli zımpara olur ama..
en iyisi plastik takozlar var nalburlarda,onu kullanmak baskıyı istedigin gibi ayarlıyorsun elle..
talaş ta olur,micro fiber de ..talaş aslında malzemeye daha çok uyuyor..
ama micro fiberin bir kolaylıgı var çabuk sişiyor,kıvamlaşıyor epoksi ile,kıvam ayarlamak daha kolay..
yaparken bir çok yöntemi,uygulamayı sen buluyorsun zaten..
yeterki dogru malzeme,ve dogru oranlarda kullan reçine yada macunu..
cogu yerde denk geliyoruz göz kararı karışım hazırlıyorlar..30 liraya ikea da da hassas dijital mutfak terazileri var 3 kg kapasitesi var,işini görür..

[sessizsakin]

Talaş'ın bir dezavantajı var. talaşlar normal havada bile dururken epeyce nem çekerler.  uygulandıkları yerde de zamanla sıcak soğuk sıcak soğuk derken bu nem kalıntıları genleşir daralır genleşir daralır, neticesinde mikro çatlaklara sebep olur. Bu mikro çatlaklar da rutubetin ahşaba kadar ulaşması için zemin hazırlayabilir.

En iyisi sentetik dolguları kullanmak.

Elyafa güzel bir reçine uygulaması yaptığınızda  cam gibi olabilmesi gerekir. Tam ıslanmamış elyafta yine mikro hava kabarcıkları kaldığında bunlar da zamanla genleş daral derken mikro çatlaklar, neticesinde de rutubet sorunu yaratabilir.

Tabi bunlar pimpirik seviyesi. Ama hep deniyor deniz şakaya gelmez diye Teknenin gövdesi bence en önemlisi. motor bloğunda varsın çatlak olsun. ama gövdenin muntazam olması lazım sanki.

[ErsanAkpınar]

Tüm uyarınızı, önerileriniz benim için çok değerli.
Bakalım belki bu hafta sonu elyaf uygulamasını gerçekleştirebilirim hava sıcaklığına bağlı olarak.

[servet]

Elyafa güzel bir reçine uygulaması yaptığınızda  cam gibi olabilmesi gerekir. Tam ıslanmamış elyafta yine mikro hava kabarcıkları kaldığında bunlar da zamanla genleş daral derken mikro çatlaklar, neticesinde de rutubet sorunu yaratabilir.

Cam gibi oldugun da,elyafa haddinden fazla reçine yedirilmiş demektir..Buda saglıklı degil..talaşın kurutulması ve elenmesi önerilir,uygulama öncesi..

[sessizsakin]

Elyafa güzel bir reçine uygulaması yaptığınızda  cam gibi olabilmesi gerekir. Tam ıslanmamış elyafta yine mikro hava kabarcıkları kaldığında bunlar da zamanla genleş daral derken mikro çatlaklar, neticesinde de rutubet sorunu yaratabilir.

Cam gibi oldugun da,elyafa haddinden fazla reçine yedirilmiş demektir..Buda saglıklı degil..talaşın kurutulması ve elenmesi önerilir,uygulama öncesi..

Eğer elyaf tam olarak ıslanmamışsa, kuru yerler ve hava kabarcığı kalmışsa en kötü durum budur. Hele ki iyi ıslatılmamış alanlardaki oluşabilecek en kötü şey, elyafın alttaki ahşaba yeterince tutunmama ihtimalidir. Benim görüşüm hiç elyaf yapmasak daha iyi bu durumda.

Elyaf yeterince ıslatıldıktan sonra fazla reçine sıyrılabilir. Sıyrılamazsa da düzgün bir yüzey yapıldıktan sonra, fazla reçinenin ağırlık dışında bir zararı yok. Ancak olması gereken yerde olmayan reçinenin zararı çok.

Ben şahsen fazla reçine harcamayı tercih ederim. Tabi bunlar benim görüş ve tecrübelerim.

[vlkanaydin]

Resimde görünen beyazlıklar epoksi doyurulmadığı için olmuyor,uygulama esnasında değişik bir köpürme gibi beyazlaşıyor.Sonrasında da yeni epoksi o bölgeye dökülse dahi o beyazlık kalıyor. Hava kabarcığı beyazlığı daha mat oluyor ve şekil bozukluğuda oluyor. Bu durum benimde başıma fazlaca geldi. Ayrıca elyafta veya uygulama alanında toz varsa ( iyi silinse bile kontplaktanda toplanıyor) epoksi ile birleşip oda renk veriyor. Sıkıntı yok bende bu durumu bolca yaşadım.

[servet]

Elyafa güzel bir reçine uygulaması yaptığınızda  cam gibi olabilmesi gerekir. Tam ıslanmamış elyafta yine mikro hava kabarcıkları kaldığında bunlar da zamanla genleş daral derken mikro çatlaklar, neticesinde de rutubet sorunu yaratabilir.

Cam gibi oldugun da,elyafa haddinden fazla reçine yedirilmiş demektir..Buda saglıklı degil..talaşın kurutulması ve elenmesi önerilir,uygulama öncesi..

Eğer elyaf tam olarak ıslanmamışsa, kuru yerler ve hava kabarcığı kalmışsa en kötü durum budur. Hele ki iyi ıslatılmamış alanlardaki oluşabilecek en kötü şey, elyafın alttaki ahşaba yeterince tutunmama ihtimalidir. Benim görüşüm hiç elyaf yapmasak daha iyi bu durumda.

Elyaf yeterince ıslatıldıktan sonra fazla reçine sıyrılabilir. Sıyrılamazsa da düzgün bir yüzey yapıldıktan sonra, fazla reçinenin ağırlık dışında bir zararı yok. Ancak olması gereken yerde olmayan reçinenin zararı çok.

Ben şahsen fazla reçine harcamayı tercih ederim. Tabi bunlar benim görüş ve tecrübelerim.

hayatta en kötü şey,bilmediğin konularda bilirkişi edasıyla fetva vermektir..
sessiz sakin alüminyum,fiber,polietilen,kompozit teknelerin inşası konusun da ''kesin'' yargıların var.
kaç tane tekne yaptın? yada söyle sorayım alaylımısın? yoksa mekteplimi?
ikiside degilsin.! bizde degiliz.!
o zaman kesin yargılarla konuşma-yazma..çok iyi bilmiyorum ama benim fikrim bu de.dünyadaki uygulamalar bu de..
insanların,zamanı,emegi,parası,daha önemlisi can güvenliği mevzu bahis..
belki kızacaksın bana,çok kızan hakaret edip çıkan oldu..
reçinenin bir agırlıgı,senin atacagın 1-2 kat elyafında total bir agırlıgı yok,teknenin tamamının üstün de.,çalışsan farkına varırdın..murat ugurlu birşey yazdı,farkındamısınız? bende ilk elyafları atarken acemilikten kaynaklı bazı noktalar döne,döne epokilesende ,elyaf epoksiyi emmiyor..üretim hatasımıdır,orda kimyasal maddelerin fazla birkmesimidir bilmiyorum,bir amatör olarak acıklama getiremeyecegim..ama ne yaparsan yap,elyaf epoksiyi emmiyor..bunu ancak çalıştıgın anda gözlemliyebiliyorsun..yani tek başına teori ,internet okumaları filan yetmiyor..ayrıca internetteki bilgilerin de çok azı gercegi yansıtıyor,büyük bölümü şehir efsanesi..bunları ancak yıllar içinde pratik çalışma yada güvenilir kaynak yada kişilerin farkına vardıgın da eliyorsun..
diyeceklerim bunlar,okuduklarını bilgilerini paylaş..ama kesin kanaat olarak dayatma insanlara..
camlasan epoksi kırılma yaratır..

[ErsanAkpınar]

Selamlar,

Aşırı sıcaklar nedeni ile elyaf uygulamasını yapamadık maalesef.

Boşta kalınca da renk denemeleri yaptım. Aşağıda renk alternatifleri var fikrinizi alabilir miyim.

[muratugurlu]

4 numara

[yalova77]

4 numara

[vlkanaydin]

Bence 8

[sessizsakin]

Elyafa güzel bir reçine uygulaması yaptığınızda  cam gibi olabilmesi gerekir. Tam ıslanmamış elyafta yine mikro hava kabarcıkları kaldığında bunlar da zamanla genleş daral derken mikro çatlaklar, neticesinde de rutubet sorunu yaratabilir.

Cam gibi oldugun da,elyafa haddinden fazla reçine yedirilmiş demektir..Buda saglıklı degil..talaşın kurutulması ve elenmesi önerilir,uygulama öncesi..

Eğer elyaf tam olarak ıslanmamışsa, kuru yerler ve hava kabarcığı kalmışsa en kötü durum budur. Hele ki iyi ıslatılmamış alanlardaki oluşabilecek en kötü şey, elyafın alttaki ahşaba yeterince tutunmama ihtimalidir. Benim görüşüm hiç elyaf yapmasak daha iyi bu durumda.

Elyaf yeterince ıslatıldıktan sonra fazla reçine sıyrılabilir. Sıyrılamazsa da düzgün bir yüzey yapıldıktan sonra, fazla reçinenin ağırlık dışında bir zararı yok. Ancak olması gereken yerde olmayan reçinenin zararı çok.

Ben şahsen fazla reçine harcamayı tercih ederim. Tabi bunlar benim görüş ve tecrübelerim.

hayatta en kötü şey,bilmediğin konularda bilirkişi edasıyla fetva vermektir..
sessiz sakin alüminyum,fiber,polietilen,kompozit teknelerin inşası konusun da ''kesin'' yargıların var.
kaç tane tekne yaptın? yada söyle sorayım alaylımısın? yoksa mekteplimi?
ikiside degilsin.! bizde degiliz.!
o zaman kesin yargılarla konuşma-yazma..çok iyi bilmiyorum ama benim fikrim bu de.dünyadaki uygulamalar bu de..
insanların,zamanı,emegi,parası,daha önemlisi can güvenliği mevzu bahis..
belki kızacaksın bana,çok kızan hakaret edip çıkan oldu..
reçinenin bir agırlıgı,senin atacagın 1-2 kat elyafında total bir agırlıgı yok,teknenin tamamının üstün de.,çalışsan farkına varırdın..murat ugurlu birşey yazdı,farkındamısınız? bende ilk elyafları atarken acemilikten kaynaklı bazı noktalar döne,döne epokilesende ,elyaf epoksiyi emmiyor..üretim hatasımıdır,orda kimyasal maddelerin fazla birkmesimidir bilmiyorum,bir amatör olarak acıklama getiremeyecegim..ama ne yaparsan yap,elyaf epoksiyi emmiyor..bunu ancak çalıştıgın anda gözlemliyebiliyorsun..yani tek başına teori ,internet okumaları filan yetmiyor..ayrıca internetteki bilgilerin de çok azı gercegi yansıtıyor,büyük bölümü şehir efsanesi..bunları ancak yıllar içinde pratik çalışma yada güvenilir kaynak yada kişilerin farkına vardıgın da eliyorsun..
diyeceklerim bunlar,okuduklarını bilgilerini paylaş..ama kesin kanaat olarak dayatma insanlara..
camlasan epoksi kırılma yaratır..

Daha önce yazdıklarım ve özellikle de aşağıda yazacaklarım forumu rahatsız ediyorsa da birkaç arkadaş daha belirtirse gönül rahatlığıyla da aranızdan ayrılırım. Sıkıntı değil. Üç beş birşey öğrenmeye, birşeyler sormaya, teknemi yaparken yaşadığım sıkıntılarda danışmaya ve tekne maceram sırasındaki deneyimlerimle yeni yapacaklara destek olmaya, yeri gelirse bilgimi paylaşmaya geldim. kimseye rahatsızlık vermeye gelmedim.

" Ben şahsen fazla reçine harcamayı tercih ederim. Tabi bunlar benim görüş ve tecrübelerim. "demişim. genelde de atlamam bunu. Hep yazarım. Siz de belli ki daha okuduğunuzu anlamadan hadsizlik edecek kadar da ilkelsiniz.



Ben de sizin gibi özgür bir bireyim. İstediğimi yazarım. Sizden de gördüğümüz üzere herkes bunu yapabiliyor. Ancak kimse kimseye sen şusun busun gibi saygısızlık yapamaz. " Şöyle davran böyle davran "  demek, sizin kültürünüzde saygısızlık terbiyesizlik olmayabilir. ama bana göre saygısızlık ve terbiyesizlik. Ben bir çocuğa bile bu şekilde yaklaşamam. ona nerde yanlışı olduğunu, doğrusunu göstererek sunarım. Elbette benim gibi olmak zorunda değilsiniz. Dediğim gibi sonuçta özgür bireyleriz. istediğimizi yazarız. Forum kurallarına uymadığında da forum yöneticisi monarşik bir anlayışla rahatlıkla müdahale edebilir

Ben zaten bilgimin %100 doğruluğunu savunmadım. Savunmam da. Bana göre sizin bilgi ve tecrübeleriniz de üç beş elyaf ıslatmaya dayanıyor gibi duruyor.  Ama ben bunu kalkıp da sizin hadsizliğinizle bu şekilde size söyleyemem. Hayatta en kötü şeylerin listesini yapacaksak, tanımadığınız, iki üç yazısına bakıp da " sen böyle bilgisiz cahilsin diye halka açık bir forumda birisine giydirmek, bence bilmediği etmediği konuda yazmaktan daha kötü birşey. Birisine en azından sadece cahil ve çocuk gibi diyebiliriz. Diğeri aynı zamanda terbiyesiz ve saygısız da olmuş oluyor. bence daha kötü.

Eğer yazdıklarımda yanlış görüyorsanız, nazikçe " Eğer bu bilgilere deneyimle değil de internetten şurdan burdan edindiğiniz bilgilerle sahipseniz bizzat tecrübe etmeden yazmayın. insanlar para ve zaman kaybedebilir. bu da hoş olmaz" gibi tepki de verebilirsiniz. Ama belli ki iletişim yeteneğiniz elyaf ıslatma bilginiz kadar ilerlememiş.

Benim elyafla ve reçineyle epey bir geçmişim var. Çoğu zaman malzemeyi ben uygulamadım. Ama uyguladığım zamanlar da oldu. Uygulamasam da her tasarladığım ürünü ve parçanın imalatını her defasında teftiş etmiş, sıkıntıları belirlemiş  bir dahaki sefere daha iyi yapılmasını sağlamışımdır. Elyafın doğru ıslatılmadığı her defasında olmasa da yer yer kırılma sorunları yaşamışlığım var. Bu bilgilerime dayanarak üç beş satır yazdım.

Elyafı istesen de emebileceğinden fazla ıslatamazsın. Bu doğru. zaten elyafın liflerinin emebileceği bir reçine var. bundan fazlasını emmiyor. Ancak elyafın reçineyi emmeme sebepleri de var. toz kir yağ bir sürü sebep. Bunlar neticesinde de yeterince ıslanmayabiliyor. Zımparalayıp terli eliyle zımparaladığı yüzeyi avuçlayan var. böyle bir yere çekiç geçirip kırmışlığım var. Diğer yerleri kırılmazken malzemenin.  Elyaf ıslansa da altındaki zemine tutunmayıp yine hava boşluğu kalabiliyor. bu hava boşlukları da malzemeyi çok kırılgan hale getiriyor. Bunlar da benim tecrübelerim. Bunları üç beş tekne yapıp öğrenmedim. Ama onlarca 5 - 10 metrelik reklam ürünleri yaptım. çeşitli dekorasyon ürünleri yaptım. Eğlence makinelerinin tasarımını ve üretimini yaptım. bunları konstrüksiyonlu veya konstrüksiyonsuz, ama mümkün olduğunca hafif ve yeterince güçlü olmak zorunda oldukları ortamlar için tasarlayıp kalıplarını imal edip üretirken öğrendim.

Kendim kaynak yaparım. Elektrot kaynağı yaparım. tig kaynağı yaparım. Aluminyum paslanmaz çelik kaynağı yaparım. normal çelik dışındaki malzemelerde acemiyim. işimi görecek kadar kaynatabilirim. Fiber için bilgisayarda kalıp tasarlar, fiberlerin yönüne göre malzeme mukavemeti tahmini yapar o sırada imkanlarım bütçem yetiyorsa simülasyonunu yapar, kalıplarını cnc de kendim işler, üzerine zımparasını macununu yapacak usta o sırada yoksa kendim çeker, polisajını usta kadar iyi yapamasam da ben yapmak durumunda kalmışsam yaparım. Sürekli yapan usta 10 defa ürün alana kadar ben 2 ürün alırım. ama benim aldığım ürünlerin kalitesine usta da yaklaşamaz. takdir de eder.
Plastik sektöründe kalıp tasarlarım. Ürün tasarlarım. Her türlü plastik ile çalışmadım. Ancak genel geçer plastikler ve üretim yöntemleri ile çalıştım. yüzlerce tasarımını kalıbını ve ilk prototipini kendim ürettiğim ürün var üretilmiş. yüzlerce de tasarladığım halde üretilmemişler var. Ya güzel olmadılar ya da beklediğimiz gibi çıkmadılar. çünkü fazla gevrek oldular. fazla esnek oldular bıdı bıdı.  Bunlardan da hep derslerimi çıkartıp sonraki ürünlerimi daha iyi tasarlamak için çalıştım.
Mükemmel bir mühendis değilim. Ama bir mühendislik çalışması gerekecekse kendim çalışır, konusunda uzman bir mühendisten onay alırım.
Tam donanımlı bir elektronikçi değilim. Ama prototip elektronik devremi geliştirir, daha sonra bir uzmanına bu devreyi aynı işlevde mükemmel hale getirtirim.
3 boyutlu çizim yapar, animasyon yapar, video kurgusu yaparım. daha profesyoneli gerektiğinde gerekli desteği alırım.

Tam donanımlı bir ürün geliştiricisiyim. Bunun da mecburi zorunlulukları olarak yukarıdaki alanlarda yeterli donanıma sahip olmam gerekiyor. çok şükür ki, internet bebeliği yaparak, atölye çıraklığı yaparak, elimi motor yağına sokarak, burnuma reçine bulaştırarak  ilk reçinelerle tanıştığım zamanlar 10 litre polyesteri hemen sertleşsin diye karışımı abartıp neredeyse yangın çıkartarak, tinerden boğulmak üzereyken atölyeden kaçarak, elimi ayağımı yakarak, ayağımda 3 cm'lik, 5 metreden düşen bir tornavida deliği, vücudumda sayısız kesiklerle,  27. katta çatıdan sarkıp akıllı vida sıkarak, 48 saat aralıksız uykusuz dinlenmesiz kod yazıp iş yetiştirerek. Bazen yapamayıp müşterimden özürler dileyerek bu donanımlara sahip oldum.
Siz nasıl bir hadsizsiniz? Tanımadığınız bir insanın kim olduğuna iki satırda karar verip aşağılamaya hak görüyorsunuz.

Bu yazdıklarımla ben şuyum buyum deme derdinde değilim. Bunlarla övünüp de karşımdakilere ben sizden üstünüm mesajı da vermiyorum. Üstünlük daha çok şeyi bilmekle yada tecrübeyle de olmaz. Üstün olunmaz çünkü. Nefes alan her canlı aynı çizgide yaşar. İnsan olması bile gerekmez. bana göre siz yada ben bir fareden daha değerli değiliz hayatın kendisi için.

Benim kim olduğumu vasıflarım belirlemez. Bana saygısızlık yapan birine karşı olan tutumum belirler. Ve ben bana saygısızlık yaparsanız susmam. Şekilde görüldüğü gibi.


Ben Alaylıyım. Otu b*ku kendim öğrendim. Ama Eğitimliyim de. Edindiğim her bilginin ve tecrübenin de doğruluğunu sorguladım ve hiç bir zaman bu en doğrusu demedim. Köpek gibi çalışırım. Okurum öğrenirim. İlk fırsatta öğrendiklerimi tecrübe eder, bildiğinden emin olduğum biri varsa teyit ederim. Onun bilgisini de sorgularım. imkanım varsa farklı koşullarda dener en iyi sonucun nasıl çıktığını belirlemeye çalışırım.

Yazsam bir araba dolusu daha yazarım.
Ama ilk okul çocuğu gibi karşımdaki insana " bilmeden fetva verme " gibi saygısızlık yapmam. Bildiğimi yazar, bunların benim bilgilerim olduğunu belirtirim. siz de dahil hiç kimse bilgisinin %100 doğru olduğundan emin olamaz. Ama hiç kimse de tanımadan etmeden bilmeden karşısındakine internetten üç beş şey öğrenmiş yirminci yüzyıl bebesi hadsizliğinde de olmamalı. Olduğunuzda da bu da sizin seviyenizi gösterir zaten. Zira bence gösterdi de. Belli ki bu hadsizliğinizle bir kaç internet bebesini kaçırmışsınız buralardan

Normalde bunu da sizin özel mesajınıza yazardım. Ancak fetva kelimesine karşı ekstra gıcık oldum. Buraya yazdım.
İstediğiniz cevabı da verin. Yeni bir cevap vermeyeceğim. Sizin hadsizliğiniz de benim paylaşımlarımı etkilemez. Birşey biliyorsam, bildiğimi düşünüyorsam yazarım. Bilgimin yanlış olduğunu düşünen de eleştirip şurada yanlışın var diyebilir. Bu cevaba da bakar, mantıklı görürsem beni geliştirdiği için minnettar olur, bir forum daha bu amaca hizmet edebildiği için mutlu olurum. Ama forumlar sizin gibi kendi bilgisi doğru değil dendiği için saldırıya geçenler yüzünden harcanıp gidiyor işte.


Sevgili konu sahibi, bir ömür yazım için sizden, kendi yazım adına özür dilerim.
Sizle ilgili kısmına gelirsem;
İster elyaf iyi ıslanmaz, ister ıslanır ama bi garip ıslanır, ister tozdan kirden şundan bundan. ister ottan ister b*ktan.  Fiberin görüntüsü muntazam değilse işçilik de muntazam değildir. Ben bunu daha önce defalarca tecrübe ettim. fiber baktığınızda her yerinin aynı işçilik kalitesinde görünmesi önemli. Bu işçiliğinin de, malzemenin kalitesinin de en azından iyi ve yeterli olduğunu anlamanın en kolay yolu.  Deniz şakaya gelmez diyen ben değilim. Deniz ve şaka kelimesini de yan yana kullanmam bile.

Tabi fiber sizin teknede ne derece önemli, tam olarak gördüğü vazifeyi filan düşündüğümüzde, sürekli suda kalmayacağı düşünüldüğünde o derece elzem bir durum değil. Siz yine de işin doğrusu olarak elyafın her tarafının yeterince ıslanıp, altındaki ahşaba yapıştığından emin olmaya çalışın. " BUNLAR BENİM GÖRÜŞ VE TECRÜBELERİM. " tekrar büyük harfle yazayım da, gözden kaçmasın.

[ErsanAkpınar]

Kadir hiç bir yere gidemezsin 

Bu ufak tartışma yazışmalarında bile dağ gibi bilgi akıyor o nedenle birbirimize ihtiyacımız var.

Burası çok samimi ve sıcak bir ortam zaten öyle olmasa ben bu kadar aktif olmazdım burada.


Elyafı ıslatacağız o problem değil hepsi adım adım geçip bitiyor sen bir numara söyle hangi renk scalası 

[sessizsakin]

Ben de 4'e epey ısındım.